Teknoloji her zaman insan hayatını kolaylaştırmak için var oldu. Buhar motorundan internete, hesap makinelerinden yapay zekâya (YZ) kadar her yeni icat, insanların daha az çaba harcayarak daha fazla iş yapmasını sağladı. Ancak, bu kolaylıkların bir bedeli var mı? Özellikle YZ'nin hayatımızın her alanına girmesiyle birlikte, derin düşünme becerilerimizin köreldiğine dair ciddi endişeler var.
İslami açıdan bakıldığında ise mesele sadece bilişsel yetilerimizin zayıflaması değil; aynı zamanda aklımızı nasıl kullandığımız, irademizi ne yönde şekillendirdiğimiz ve bilgiye ulaşma biçimimizin ne kadar bilinçli olduğu konuları da önem taşıyor.
Bugün telefonlarımızdan sesli asistanlara, otomatik önerilerden içerik özetleyicilere kadar her şey YZ destekli çalışıyor. Birkaç tıklamayla özetlenmiş bir makale okuyabiliyor, karmaşık problemleri YZ’ye çözdürebiliyor, hatta merak ettiğimiz dini bir mesele hakkında birkaç saniye içinde binlerce makaleye ulaşabiliyoruz. Peki, bu durum insan zihnine nasıl etki ediyor?
İslam, insan aklını en değerli nimetlerden biri olarak görür. Kur’an’da birçok ayette akletmek, düşünmek, araştırmak teşvik edilir. Bir Müslüman, bilgiyi yalnızca ezberlemek veya yüzeysel öğrenmek yerine, onun üzerinde düşünmeli, analiz etmeli ve hayatına uygulamalıdır.
1. Tefekkür ve Derin Düşünme
Allah, insanlara çevresine bakmalarını, yaratılışı incelemelerini, olaylardan ders çıkarmalarını öğütler:
“Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde akıl sahipleri için gerçekten açık ibretler vardır.” (Âl-i İmrân, 3/190)
Bu ayet, insanın sadece bilgiyle yetinmemesi gerektiğini, bilgiyi derinlemesine düşünmesi ve Allah’ın kudretini kavraması gerektiğini ortaya koyar.
2. Bilgiye Ulaşma Şeklimiz ve Sorumluluk
Teknolojinin sağladığı kolaylıklar bilgiye ulaşımı hızlandırıyor. Ancak, bilgiye ulaşmanın hızlanması, onun doğruluğunu garanti etmiyor. Kur’an, bilgiyi sorgulamayı ve körü körüne inanmamayı öğütler:
“Hakkında bilgi sahibi olmadığın şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve kalp; bunların hepsi ondan sorumludur.” (İsra, 17/36)
YZ’den gelen bilgiyi hemen doğru kabul etmek yerine, araştırarak ve sorgulayarak değerlendirmeliyiz.
3. Bilginin Bir Amacı Olmalı
İslam’da bilginin en önemli amacı, insanı Allah’a yaklaştırmak ve onu daha iyi bir kul yapmaktır. Ancak günümüzde bilgi, çoğunlukla eğlence veya geçici faydalar için tüketiliyor. YZ'nin sunduğu içeriklerin çoğu, dikkatimizi dağıtan ve bizi derin düşünmekten alıkoyan yüzeysel içerikler olabiliyor.
YZ, tamamen kötü bir şey değil. Aksine, onu akıllıca ve bilinçli kullanırsak, hayatımıza büyük kolaylıklar sağlayabilir. Burada önemli olan,YZ’nin bize hizmet etmesi, bizim ona teslim olmamamızdır.
YZ, insanın düşünme biçimini değiştiriyor ama onu tamamen "aptallaştırdığı" söylenemez. Asıl mesele, insanın aklını nasıl kullandığıdır. Eğer biz, kolaycılığa kaçıp YZ'nin sunduğu bilgiyi sorgulamadan kabul edersek, zamanla yüzeysel düşünen, eleştirel yetilerini kaybeden bireyler haline geliriz. Ancak YZ'yi bir araç olarak kullanıp onun bizi kontrol etmesine izin vermezsek, hem teknolojiden faydalanabilir hem de derin düşünme yetimizi koruyabiliriz.
Kur’an’ın öğütlediği gibi:
"İnsan için ancak çalıştığı vardır." (Necm, 53/39)
"Andolsun, biz akledesiniz diye onda (Kur'an'da) nice örnekler verdik." (Haşr, 59/21)
Bu ayetler, insanın aklını kullanmasının ve çabalamasının önemini vurgular. Yapay zeka gibi araçlar, insanın aklını kullanmasını engellememeli, aksine onu desteklemelidir. Teknolojiye hükmeden, onu bilinçli kullanan bireyler olmalıyız ki aklımızı ve irademizi kaybetmeyelim/köreltmeyelim.